Her zaman bilgisayar ağlarına gelen tehditlerin dışarıdan geldiği varsayılmıştır. Dış saldırıların yanında asıl tehlikeyi oluşturan ofis içinde bağlantıların kontrolsüz olmasıdır. Tespit edemediğiniz ağ kullanıcıları dış tehditlere göre bilgi sistemlerinize çok daha rahat bir şekilde ulaşabilmektedir.
Ofisinizde kullanmakta olduğunuz modeminize kimlerin bağlı olduğunu görmeniz mümkün değildir. Çok güvenilen kablosuz ağ şifreniz bile bağlı olan tüm bilgisayarlarda kayıtlı olup görmek son derece kolaydır.
Güvenlik duvarı cihazları küçük ölçekli bir sistemde dahi vazgeçilmez olmuştur. Zira kullanılmaya çalışan modemler kısıtlı ram ve kapasiteye sahip olduğundan performans kayıpları ve ağ hızında düşüş kaçınılmazdır. Gelen trafiği inceler, üzerinde tanımlanmış olan kurallarla karşılaştırır, sonuca göre trafiği engeller, trafiğe izin verir veya başka bir aksiyon almak üzere diğer ağ güvenliği teknolojilerine iletir.
Bu ürünlerin en temel yetenekleri arasında: erişim kontrolü, kimlik doğrulama, NAT sayılabilir. Günümüz firewall’ları, bu temel işlevlerin dışında birçok yeteneklere de sahiptir.
İçerik filtreleme, kullanıcıların e-posta ve web erişimlerinde uygulanır. Amaç; spam, virüs, zararlı yazılım gibi içeriklerin gerek e-posta gerekse web erişimi ile sistemlere zarar vermesini engellemektir.
Günümüzde sürekli olarak yeni web siteleri açıldığı, web sitelerinin içeriğinin anlık olarak değişmesi mümkün olduğu, phishing ve zararlı kod içeren e-postaların şekil değiştirerek ve atarak yaygınlaştığı göz önünde bulundurulursa, içerik filtreleme çözümlerinin bu hızlı değişime uyum sağlayan etkin çözümler olması çok önemlidir. İçerik filtreleme ile kullanıcıların iş amaçlarına uygun olmayan site ve uygulamalara erişmesini engellemek de mümkün hale gelir.
Son Kullanıcı Güvenliği
Dijital Dönüşüm Çağında artık bütün işler siber ortamlarda yer almaktadır. Her yeni teknoloji beraberinde yeni tehditler ve riskler getirmektedir. Geleneksel, imza tabanlı anti-virus yazılımları maalesef bu hıza ayak uyduramamaktadır. Tehditlerin tespit edilmesini sağlayan imzalar ya geç çıkmakta, ya da son kullanıcıya geç ulaştırılmaktadır. Bu durum, fidye yazılımları gibi kötü niyetli yazılımlara da zemin hazırlamaktadır. Her yeni virüse karşı yeni bir imza yayınlanmasını beklemek yerine, çalıştırılabilir programın davranışına bakılarak, her seferinde güncelleme gereksinimi olmadan, çoğu yeni nesil zararlı yazılımların önüne geçilmektedir. Son kullanıcı güvenliğini makine öğrenmesi sayesinde sağlayan çözümler, son kullanıcı güvenliğini bir üst seviyeye taşımaktadır.